Genel

EMİSYON TİCARET SİSTEMİ VE KARBON VERGİSİ

AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), 2005 yılında kurularak dünyanın ilk emisyon ticaret sistemi olmuştur. AB sera gazı emisyonlarının yaklaşık %40 oranındaki miktarını içeren bir mekanizmadır.


ETS emisyon üst sınırı ve ticareti prensibiyle çalışmaktadır. Tesisler salabilecekleri emisyon sınırının üstünde veya altında kalma durumu oluştuğunda belli şartlar altında kendi aralarında emisyon ticareti yapabilmektedir.


Bu kapsamdaki tesislerin emisyonları, sistemin kurulduğu 2005 yılından 2019’a kadar %35 oranında azalmıştır [1].

Dünyada ve Türkiye’de Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları

Karbon fiyatlandırma mekanizmaları sera gazı emisyonlarını azaltırken iklim değişikliği ile mücadele etme, çevreci yatırımlara teşvik oluşturma ve kamu harcamaları için gelir kaynağı sağlama amacı taşır. Dünyada 61 farklı karbon fiyatlandırma mekanizması bulunmaktadır. Bu sistemler karbon vergisi ve emisyon ticaret sistemi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bazı ülkeler yalnız emisyon ticaret sistemine sahipken bazı ülkeler her iki sistemi birlikte kullanmaktadır.


Türkiye, gelişmekte olan 19 uygulayıcı ülkenin ve 9 teknik ortak ülkenin bulunduğu Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Programı (PMR) üyesidir. Program kapsamında 2013’ten bu yana emisyon ticaret sistemine geçişe hazırlık çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.

Sınırda Karbon Mekanizması Nedir?

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism – CBAM), düşük emisyonlu ancak yüksek maliyetli ürünlerin piyasadaki rekabetçiliğini, yüksek emisyonlu ve düşük maliyetli ürünlerin seviyesine taşıyabilmeyi amaçlayan bir mekanizmadır. Avrupa Komisyonu, emisyon maliyetinin düşük olduğu bölgelerden AB bölgesine yapılan ihracatta oluşacak karbon kaçağını engellemek ve yatırımcıların ilgisinin başka bölgelere kaymasını önlemek için düzenleyici olacak bu mekanizma üzerinde çalışmaktadır.

14 Temmuz 2021’de detayları belli olan taslağa göre SKDM’dan ilk aşamada etkilenecek sektörler karbon yoğun olan alüminyum, demir-çelik, elektrik, gübre ve çimento sektörleri olarak belirlenmiştir. Ancak bu sektörlerin sayısının daha da artması beklenmektedir.

Türkiye Nasıl Etkilenecek?

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ile birlikte 2030 itibariyle %55 emisyon azaltımı, 2050 yılında karbon nötr kıta olma hedefini açıklamıştır. AB ülkeleri sanayi, finans, enerji gibi birçok farklı sektörde değişimler geçirecektir. Üretimin emisyon azaltım hedefi AB’den daha az olan ülkelere kayması ile oluşacak karbon kaçağının önüne geçmek için sınırda karbon vergisi gelmesi gündeme gelmiştir.

Ülkemizin 2020 yılı rakamlarına göre Türkiye’nin toplam ihracatının %41,3’ü AB ülkelerine yapıldığı için Avrupa Birliği ile olduğu için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasından ciddi şekilde etkilenme riski altındadır [2]. Bu yüzden ülkemiz emisyon ticaret sistemine geçiş için hazırlık halindedir.

Şekil 1. Avrupa Birliği’ne karbon yoğun ürün (demir-çelik, gübre, elektrik, çimento, alüminyum) ihracatında bulunan ilk 20 ülke [3].

Grafiğe göre Rusya, Çin ve Türkiye’deki ihracatçıların sınırda karbon vergisinden en çok etkilenecek ülkeler olduğu görülüyor. Bu üç ülke toplam Avrupa Birliği karbon yoğun ürün ithalatının %40’ını sağlıyor. AB çimento ithalatının %31’i, demir çelik ithalatının ise %11’i Türkiye kaynaklıdır [4].


Yeşil Mutabakat’ a göre AB üyesi olmayan ülkeler emisyon ticaret sistemine sahipse ve AB Yeşil Mutabakat ile uyumlu bir fiyatlandırma uyguluyorsa sınırda karbon vergisini ödemekten muaf tutulacak; aksi takdirde, AB’ye ihracat yapan firmalar sınırda karbon vergisine tabi olacaklar. Uygulamanın detayları henüz belli olmasa da Türkiye’nin karbon salınımını fiyatlayan bir düzene doğru yöneldiği görülmektedir. Türkiye için risk gibi gözüken bu düzenlemenin, uzun vadede doğru yeşil yatırımların yapılması ile ticarette fırsata dönüşebileceği göz önüne alınmalıdır.

ÖZETLE;

Emisyon ticaret sistemin karbon salınımını azaltarak iklim değişikliği ile mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Sistem aynı zamanda temiz teknolojilere yatırım yapılması için endüstrileri teşvik etmektedir. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması AB’ye ihracat yapan 3. ülke üreticileri için düşük karbon teknolojilerine geçişte teşvik niteliği taşıyor.


İleriki yıllarda Türkiye’de AB ETS’de oluşacak fiyatlara paralel bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanması durumunda Türkiye ihracat malları uygulanacak vergi mekanizmalarından muaf olacaktır. Bu durumda Türkiye AB’ye yapılacak olan ihracat konusunda karbon fiyatlandırması yapmayan rakiplerine karşı önemli bir avantaj elde etmiş olacak ve AB dış ticaretindeki payını artırabilme fırsatı yakalayacaktır. Aksi durumda yüksek ihracat rakamlarının sürdürülmesi zorlaşacak ve yurtdışına önemli bir kaynak aktarımı gerçekleşecektir. Bu sebeplerden dolayı ve Türkiye’nin şimdiye kadar attığı adımlara bakacak olursak AB’ye paralel bir ETS geliştireceğimizi söyleyebiliriz.


Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi ile birlikte emisyon ticaret sistemi yakın gelecekte daha da önem kazanacak.

Melisa Naz Kasım
Sürdürülebilirlik Danışmanı / Çevre Mühendisi
 

Referanslar

[1] Avrupa Birliği Komisyonu (2015), EU ETS Handbook
[2] Ticaret Bakanlığı (2021), https://www.trade.gov.tr/turkey-and-eu/turkey-and-the-eu#:~:text=By%202020%2C%20Turkey’s%20exports%20to,of%20total%20imports%20of%20Turkey
[3] https://knoema.com/infographics/pgtukpc/international-carbon-tax-who-will-pay-for-the-eu-s-green-future
[4] Bruegel (2021), “The Geopolitics of European Green Deal”, https://www.bruegel.org/2021/02/ the-geopolitics-of-the-european-green-deal

Related Posts